15 Ekim 2009 Perşembe

SABAH

              
                          Sabahın o puslu,nemli,karanlık havasını görünce ''eyvah'' dedim kendi kendime.Zaten yataktan çok zor kalkmıştım.Efe okula gidince,tekrar o sıcacık yatağıma girip,saat 11.30'a kadar uyurum diye düşündüm.Ama ne mümkün...Önümüzdeki kestane ağacındaki bir kuş ( ki bu bana birkaç sabahtır fena taktı)
başladı şakımaya ama ne şakıma,valla dakika tuttum ,8 dk öttü.Hadi gel de uykuya devam et..Ne mümkün..  Aslında sevmeye başladım bu kızı (kız diyorum çünkü ancak bir dişi bu kadar ısrarcı olabilir)beni güne erken başlatıyor,nerede olduğunu görebilmek için balkona çıkıyorum böylece mis gibi sabah havasıda aldırıyor,lafın kısası sanki bu kuş benim sıhhatimi kolluyor......
                      Sıhhat deyince aklıma şu meşhur domuz gribi geldi yine.Ben bu işe fena takıldım.Evde bir sürü önlemler aldım.Her yerde dezenfektan sıvılar,kolonyalar..Valla  Efe'nin ellerini hoşalatmaktan çocuğun elleri buruştu..Eee ne yapalım,bu grip ,hem de domuz gribi  ,adı üstünde iyi bir şey olsa adını domuz koyarlarmıydı hiç...Ay !! acaba biraz sosyetikleşmek için ben buna ''Pig gribi ''mi desem... Şaka bir yana eğer  denildiği gibi aşı için kobay olarak düşünülmediysek bu iş çok ciddi .Ne demişler:''Dikkat edelim,dikkat ettirelim''.
         
İyi gün görün.

fulya

Hiç yorum yok: